MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص Ünlü İslam bilgini Taberi, tefsirinde, mukattaa harfleri ile ilgili, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Mesud dan şu görüşü nakletmiştir: Her bir harf, bir ismin veya bir fiilin parçasıdır. Bu harflerden her biri diğer harfin manasının dışında bir mana ifade etmektedir! 1 Taberi, Allah ın Araplara, onların anlayamayacakları harfleri vahyetmiş olduğuna, yani mukattaa harflerinin bir sır olduğuna inanmıyordu; ona göre, böyle bir şeyi iddia etmek, Allah ı, insanlara anlamadıkları bir dil ile hitap etmekle ve peygamberi de, Kuran ı açıklama görevini yerine getirmemekle itham etmek demekti. 2 Bu makalede, Meryem suresinin başındaki mukattaa harfleri ile surenin muhtevası arasındaki muhtemel ilişkiyi çözmeye çalışarak, bu harflerin hangi isim ve fiillerin kısaltması olabileceğine dair bir sonuç elde etmeye çalışacağım. 1 Önen H. Taberi Tefsirinde Dirayet. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2012. 2 Aydın A. İbn Cerir et-taberi nin Kuran Anlayışı ve Tevil Tercihleri. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2004.
Kef (ك) harfi, avuç içi tasvirinden türemiştir. 3 Keff (ك ف ) kelimesi de, Kuran da, 13/14. ve 18/42. ayetlerde, avuç anlamında kullanılmıştır. Ayrıca, Arapçada, bu kökten türeyen ve istemek, talep etmek anlamlarına gelen çeşitli fiiller mevcuttur (tekeffefe, istekeffe gibi). Meryem suresi de, Zekeriyya peygamberin duasıyla başlar: Kulu Zekeriyya ya, Rabbinin rahmetinin zikridir! Hani bir zamanlar, Rabbine gizli bir nida ile nida etmişti. Demişti ki: <<Rabbim! Doğrusu kemiklerim eridi ve saçlar ağardı. Rabbim sana dua ile hiç bedbaht olmadım. Doğrusu ben arkamdan gelen yakınlarıma endişeliyim. Karım kısır oldu. Bana katından bir veli bağışla. Bana ve Yakub ailesine varis olur. Onu razı olunan kıl! 3 Benner JA. The Ancient Hebrew Lexicon of the Bible. Hebrew Letters, Words and Roots Defined Within Their Ancient Cultural Context. Jeff A. Benner, 2005.
He (ه) harfi, bir şeye veya bir kimseye işaret ediyormuşçasına kollarını yukarı doğru kaldırmış bir adam resminden türemiştir. 4 İşte bakın! anlamına gelir. Bir kimsenin önemli bir şey gördüğü zaman, kollarını uzatarak ve iç çekerek, şuna bakın, demesinin; o şeyi işaret etmesinin tasviridir. Bu anlamından ötürü, İngilizcedeki the ön eki gibi, İbranicedeki he harfi de kelimelerin önüne gelerek onları belirli kılar. Bu kapsamda, açığa vurmak, ifşa etmek, belli etmek, meydana çıkarmak gibi manaları vardır. Arapçada, 3. şahıs zamiri olarak o manasına gelir ve ayrıca işaret isimlerinde de kullanılır. Arap dili ve kıraat (ه) (o, onlar) vb. zamirlerde asıl zamirin he ه ن, ه م, ه ي, ه و 702/1302), (ö. bilgini el-maleki olduğunu; vav, ye, mim ve nun harflerinin hareke beyanı için getirildiğini söylemiştir. 5 Arapçada ayet kelimesinin anlamı, he harfinin taşıdığı anlama son derece yakındır. Bu kelime, gerçekliği açık olan her şey için kullanılır ve apaçık alamet manasına gelir (Müfredat). Sözlüklere baktığımızda, nişan, alamet koymak, kastetmek, yönelmek kökünden alamet, ibret, işaret, mucize vb. anlamları olduğunu görebiliriz. Meryem suresinde, Zekeriyya duasının ardından, Allah tan bir ayet (işaret, alamet) ister: Dedi ki: <<Rabbim! Bana bir işaret kıl!>> Dedi ki: <<Senin işaretin, sapasağlam halde, insanlarla 3 gece konuşmamandır.>> Yahya (a.s.), yaşlı bir erkekle kısır bir kadından dünyaya gelmiştir. İsa (a.s.) da babasız dünyaya gelmiştir. Her ikisi de Allah ın birer ayetidir. He harfinin işareti, aynı zamanda, bu iki peygamber için de olabilir. 4 Benner JA. The Ancient Hebrew Language and Alphabet: Understanding the Ancient Hebrew Language of the Bible Based on Ancient Hebrew Culture and Thought. Jeff A. Benner, 2004. 5 TDV İslam Ansiklopedisi, hâ maddesi, cilt: 14, sayfa: 336.
يح ىي Meryem suresi, Zekeriyya nın duası ve bahsettiğimiz işaretin ardından Yahya (a.s.) peygamberin özelliklerinden bahsedilerek devam eder. Bu durum, bizi, kef ve he harflerinin ardından gelen ye (ي) harfinin, Yahya peygamberin isminin kısaltması olabileceği sonucuna götürür. Makalenin başında da ifade ettiğimiz gibi, mukattaa harfleri belli isimlerin kısaltılmış formu olabilir. Bu durum, eski Arap şiirinde de yaygın olarak vardı 6. Belagat ilminde buna iktita denir. İktita için, kelimenin sonundan bir iki harf atılarak veya bazen kelimenin sadece ilk harfi söylenerek bir kısaltma yapılır. عيسى ابن مريم Meryem suresinin başındaki mukattaa harflerinden ayn harfi de, ye harfinde olduğu gibi, bir kısaltma olabilir (iktita). Nitekim sure, Yahya (a.s.) peygamberin mucizevi doğumunun ardından, İsa (a.s.) peygamberin mucizevi doğumunu anlatarak devam etmekte ve böylece surenin başındaki mukattaa harflerinin sıralanışı ile surenin muhtevası arasında dikkat çekici bir uyum söz konusu olmaktadır. 6 TDV İslam Ansiklopedisi, iktita maddesi, cilt: 22, sayfa: 59.
ص Yahya (a.s.) ve İsa (a.s.), doğumları mucizevi bir biçimde gerçekleşmiş iki peygamberdir. Meryem suresinde, bu iki peygamberin doğum kıssası anlatıldıktan sonra, başka peygamberlerden de bahsedilmektedir. Ancak, surenin başında, Yahya (a.s.) ve İsa (a.s.) peygamberin isimlerinin kısaltılmış formu olmaya aday ye ve ayn harflerinden sonra gelen tek bir harf vardır: sad.(ص) Burada bir ismin değil; muhtemelen genel bir صدق karşıyayız: sıfatın kısaltılmasıyla karşı Kitapta İbrahim i zikret! Gerçekten o, sıddık idi, bir peygamberdi. (19/41) 50) Ona İshak ı ve Yakub u bağışladık Onlar için yüksek bir sıdk dili kıldık! (19/49- Kitapta İsmail i zikret! Gerçekten o, vaadine sadık idi. (19/54) Kitapta İdris i zikret! Gerçekten o, sıddık idi, bir peygamberdi. (19/56) Sonuç olarak, Meryem suresinin başındaki mukattaa harfleri ile surenin muhtevası arasında dikkat çekici bir uyum olduğu görülmektedir. En doğrusunu Allah bilir!